dudaklarıma gelip yerleşmiş
sensizliğin buruk tadı
bestesi kırık bir şarkının eteklerindeyim
baharımın göğsünde saplı bir mızrak
yakıp yıkılan topraklarımdan süzülüyor kanlar
dedim sana aşk gibi ölümde kırmızı
kanatma beni
bilmediğim bir sokaktayım yâr
kendi gölgemden kaçar oldum
karşımda sevdana namzet bir ümit
doldurup doldurup içiyorum
belki serinler diye içim
oysa içtikçe daha çok susuyorum
dedim sana aşk gibi ölümde kırmızı
susatma beni
tutup yüreğime ekmişim seni
her yanımda tomurcukların filizlenir
kıyamamam kopartmaya birini dahi
dışarıdan baksan dört tarafım bayram yeri
bilmezler içim kaynar kazan misali
dedim sana aşk gibi ölümde kırmızı
yakma beni
kuru yapraklar gibi savrulmuşsam
susamışsam Leyla gibi
boynuma takılmışsa Züleyha'nın çilesi
ne olmuş yani
içimdeki çocuğun ayakları kırılmışsa
koşamıyorsa eskisi gibi
balonları alınmışsa elinden
ve yanmışsa kelebeklerimin kanatları
kırmızıma akmışsa siyahın rengi
ne olmuş yani kırmızıyım hâlâ
soldurma beni
viran olan bir şehir değilim henüz
talan edilmedi hiçbir köşem
fethetmekten korkup kaçtın sultanım
sancağın dalgalanamadı topraklarımda
döndün surlarımın kapılarından
terk ettin beni kendi içimdeki esarete
dedim sana aşk gibi ölümde kırmızı
gel ne olur öldürme beni
Hamiyet Akan
30.5.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder