Bu sözler Ayşe Kulin'in "Dönüş" adlı kitabındaki Derya ile Hakan arasında geçen bir konuşmadan... Gerçekten ahlak ve ahlaksızlık nedir? Bizim ülkemizde herkes kendine göre ahlak kuralları belirliyor. Peki neye göre, kime göre ahlak? Elbette ki yüce Allah'ın belirlediği yola göre ahlaktır doğru olan. Doğru olan onun çizdiği yolda yürüyebilmektir. Ama "insan beşerdir, şaşar." Onun için şu hayatımda kimseye ahlaksız demedim ve ne tür insan olursa olsun, ne tür düşünceye sahip olursa olsun hep Mevlana düşüncesi ile yaklaştım. Ve çok şükür ki şu misafir olduğumuz dünyada mazlum oldum, zulmeden olmadım!
Acaba siz birini yaptığı şeyden dolayı yargılarken veya ahlaksızlıkla suçlarken, bir gün o duruma sizin de sürüklenebileceğinizi düşündünüz mü? Karşınızdaki insanla ne kadar empati kurabiliyor ve onun dünyasına ne kadar girebiliyorsunuz? Dünyasında olup biteni biliyor musunuz ki, onu yargılayabiliyorsunuz! Bu hakkı size kim veriyor? Yüce Yaradan bile bizleri yargılamadan, yaptığımız tüm hatalarımız ile sarmalarken dünya yüzeyinde bir noktadan bile aciz bir insan olarak siz kim oluyorsunuz da karşınızdakini mahkeme kurup yargılıyor ve ardından idam edebiliyorsunuz!
İskender Pala "İki Darbe Arasında" adlı kitabında şöyle diyor: “Biz insanlar kendi düşüncelerini paylaşmayanlar için şablon
oluşturmayı, onları kategorize edip “öteki” leştirmeyi çok severiz
nedense. Kusurumuz ne kadar çok ise karşımızdakinde de o kadar kusur aramaya
meyilliyizdir. Karşınızdakiler zihinlerinde size bir rol ve tavır biçtilerse
eğer, artık istediğiniz kadar farklı tavırlar içinde olun, asla bunları
kabullenmezler, yanıldıklarını görmek istemezler. Eğer çevrenizde aynı tavrı ve
bakış açısını paylaşanlar çoğalmışsa, siz de gitgide onların biçtiği role uygun
davranmaya başlarsınız. Farkında olunmayan bir kutuplaşmadır bu ve faturayı daha
çok resmî ideolojinin huzurunda yalnız kalan öder. Garip değil mi, Allah bile
kendi yarattığı kulları hakkında hükmünü ömürleri sona erdikten sonra verirken
biz zavallı insanlar, kim oluyoruz ki onları bir hal üzeri görmekle, haklarında
bir dedikodu işitmekle, adımlarını şöyle attılar, ellerini böyle tuttular diye,
gözlerinin üstünde neden kaşları olduğu hükmüne varıveriyoruz!..”
Üzerine örtüyü geçirdi diye, bikini ile denize girene "kafir" diyen mi ahlaklı? Beş vakit namaz kılıp karşısındakine türlü kötülük eden mi, hakkını yiyen mi ahlaklı? Mini etek giyen, saçını açan, bikini giyen, duygularının esiri olan mı ahlaksız? Allah aşkına söyleyin bana kim ahlaklı, kim ahlaksız?
Hamiyet Akan
"Bazen bir düşünce alıp götürüyor beni;...
Bazen bir hayalin peşinde...
Bazen bir olay...
Bazen bir...
Bazen...
Bazen neler olmuyor ki!..."
(İskender Pala)
Yazarlar da sen de çok doğru demişsin. Bir kere biz kim oluyoruz ki bir başkasını bu kadar rahat eleştirelim bir ad koyalım..
YanıtlaSilÇok yerinde olmuş, sevgilerimle
:)
Pe hito, bazı insan böyledir işte eleştirmeyi ve kendini iyi ama herkesi kötü görmeyi sever.
SilTeşekkürler, benden de sevgiler.
Yorumsuz...
YanıtlaSil"Yorumsuz" derken bile yorumlamışsın ki :)
SilAyyyyyy :)
Silküştümki ben sana şimdi ;( ağlayımda hemide bakkk ;( ühüüüü...
Aaaa ne dedim ki küsüyorsun? Hem Allah kimseyi ağlatmasın, inan hiç iyi olmuyor sümüklü bişey oluyor insan, bir de gözler pörtlek pörtlek kıpkırmızı oluyor ki sorma gitsin. En iyisi mi sen ağlama emi..
Silkurudu göz pınarlarım kalmadı yaş yoksa ağlardım...
SilHem iyi ağlamayacaksın, hem kötü göz pınarlarının kuruması..
Silbende hem iyi hemde kötüyüm zaten..
Silbirşey sorcamki :)
sana daha önce hiç gıcıksın diyen oldumu? :)
Sen şimdi bana gıcık mı diyeceksin de geveliyorsun :)
Silyok öyle birşey :D
SilOnun için mi sırıtıyorsun :)
SilMerhabalar.
YanıtlaSilBen de Cenab-ı Hakk'ın belirlediği yola göre ahlaktır doğru olan diyorum.
Diğer türlü doğru ahlak, yazınızda örneklerini verdiğiniz gibi her ülke ve topluma göre değişiklik gösterebilir.
Selam ve dualarımla.
Recep Bey, yorum ve ziyaretinize teşekkür ederim.
SilSaygılarımla...
3. paragrafındaki soruna evet diyorum. Bunu anlatan bir hadis-i şerif okuduğumdan beri hep düşünürüm. Mümin kardeşini ayıpladığın/kınadığın zaman, o şey başına gelmeden ölmezmişsin.
YanıtlaSilYolcu, işte insan büyüklenmemeli çünkü hepimizden büyük Yaradan var ve ne oldum değil ne olacağım demek her zaman iyidir.
Sildoğrular ve toplumun benimsediği öğretiler her coğrafyada farklılık arz ediyor.
YanıtlaSilAma nihayetinde insanlık diye tabir ettiğimiz kavramın taşıdığı nitelikler bir çok toplumda aşağı yukarı aynı özellikler taşıyor. Bu özelliklere değer veren ve bu doğrultuda yaşamını idame ettirmeye çalışan o kadar az insan var ki..
Mesela bir insan sana yalan söylüyor yahut seni amaçları için maşa olarak kullanıyor sen sırf ona değer verdiğin için susuyorsun ama o seni deli olarak nitelendirebiliyor ağzına gelen her şeyi söylüyor. Sen yine edebinden, saygından, sevginden susuyorsun hep verici oluyorsun. ama o anlamıyor.
sorsan kendine dünyanın en naif insanıymış. Yahu sen, karşındakinin kul hakkına giriyorsun o zerre kadar seni rahatsız etmiyor ama yok işte naifsin, doğrusun. Karşındaki de hep kötü..
İnsan önce iyi, kötü kavramlarını ne idüğü belirsiz insanlara endekslememeli.
sadece kutsal kitap öğretilerine yoğunlaşmalı ve örnek insanların ehli beytinin yaşamını, yaşayışlarını okumalı sonra vicdan sesini dinlemeli ve bu doğrultuda iyi ve kötü kavramını şekillendirmeli.
Çok güzel bir konuya değinmişsin, biraz karışık biraz bireysel yazdım ama umarım anlatabildim düşüncelerimi.
iyi bir yazıydı:)
Vallahi Mavim; bu da iyi ötesi, harika bir yorumdu :) Anladım ki sadece ben değil sen de bu konuda dolusun :) Bu içten yorum için teşekkür ederim. Ve sana mutlu ve umut dolu bir gün dilerim.
Sil