~~~~~~~~~~~~~~~

18 Kasım 2009

Hoş Geldin

Mevsimler zemheriye yüzünü çevirmiş, hazan yaprakları yerlere serilmişti. Soğuk öylesine ruhunu üşütüyordu ki katran karası gecelere dert yanar olmuştu. Sanki hiç bir günü bugün değil, her günü dündü.

Sonra bir gün güneş yavaş yavaş topraklarını ısıtmaya başladı, geride bıraktı hazanı, kulağına daha önce duyulmayan en güzel nağmeleri fısıldadı. Yeşermeye başlamıştı bahçe... Kuruyan dalları kestiği günü hatırladı ve iyi ki de kesmişim dedi içinden “bak ne güzel de dalları yeşeriyordu yeniden..” gülümsedi.

Hazan mevsimlerinin en karasını geçirdikten sonra şimdi cennet bahçesinin tam da orta yerinde gibiydi, her tarafa cennet güllerinin kokusu yayılıyordu. Evet, o çok mutluydu. Silinmişti acı dolu hatıraları, kapanmıştı sızlayan yaraları… Bakmıyordu artık geçmişe, ansızın dökülen güllerine çünkü şimdi en güzel gülleri deriyor ve rayihasını sadece içine değil tüm ruhuna, bedenine, hücrelerinin her santimine nakış nakış işliyor, ilmek ilmek örüyordu. Her geçen güne umut ekiyor, sabahları nefretle baktığı aynaya gülümsüyordu.

Güneşin kara kış günü bile ısıtabileceğini, gecelerin güzelliğini, ruhundaki gizleri her birini yeni fark ediyordu. Mil çekilen gözlerini ovuşturdu, yetmedi bir çimdik attı kendine “gerçek miydi, rüya mı?” inanamıyordu. Evet evet bu bir hayal olmalıydı, ya da yine seyrettiği o duygusal filmlerden biri olsa gerekti çünkü ancak o zamanları tadardı böylesine bir güzelliği… İnanmıyordu, inanamıyordu.

Gözleri doldu, daha fazla kendini tutamayarak ağlamaya başladı ama bu sefer ilk defa mutluluktan ağlıyordu. Kendini toparladı, elindeki buz gibi olan kahvesinden bir yudum aldı ve gözleri çok uzaklara daldı. Artık nefes alıyor, yaşıyordu. Hüzünler bir bir toplamıştı valizlerini ve çoktan taşınmışlardı bu kentten şimdi en güzel mutluluklar, umutlar, sevinçler her biri kapısında nöbetleşe bekliyorlar ve asla acıya izin vermiyorlardı.

İçinden haykırmak geçti ve bir delilik yaparak pencereye yöneldi, usulca pencereyi açtı ve avazı çıktığınca haykırdı: “ Ey hayat korkmuyorum senden artık!” ve kulaklarına fısıldadı yıldızların “Şimdi çok daha güzelsiniz!” Sonra kayan bir yıldızla birlikte şunlar döküldü dudaklarından…

Hoş geldin dünyama,
Hoş geldin ruhuma,
Gülümseyen yüzüm!
Hoş geldin varlığıma…

Hamiyet Akan

2 yorum:

  1. Adsız9/1/10

    Yaşanılan her acının bile tad alınacak bir tarafı vardır. Belki bu beterin beteri vardır diye yaşanılan acının hafifliğine şükrederek ve sabrederek sevinmektir.

    İşte insanoğlu bunun için dayanıklıdır acılara...

    Bu güzel paylaşımı bize sunan kaleme ve yüreğe saygılar sunarım.

    Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın efendim.

    YanıtlaSil
  2. Yaradan hiç bir kulunun omuzlarına çekemeyeceği yükleri yüklemezmiş.

    Her acının ardında elbet bir güzellik gizlidir, marifet sabrı bilmek.

    Recep Bey, saygılarımla...

    YanıtlaSil

 
Theme:deluxetemplates.net