Sen, uykuları uyuttuğunda
Zehir zemberek gece nasıldır bilir misin?
Renkler günden bir bir solarken
Ruhunun gizinde fırtınalar koptu mu?
Sen, cehennem kızılı gözlerle sabahı karşıladın mı?
Tınıları kırık, cilaları yıpranmış cümlelere yarenlik edip,
Tarifi yasaklı bıçak altı düşlerle hemhal oldun mu?
Düşler yetmeyince, yüreğini avutmayınca
Kamburu çıkan dağlar gibi omuzların çöktü mü?
Kimseler görmesin diye
Alıp düşlerini bir çınarın göğsüne gizledin mi?
Canı çıkmış ölü bir şehrin sokaklarının
Olmayan sesini sahi hiç dinledin mi?
Avazı çıktığınca haykıran bir gece var benim kollarımda
Sen o gecenin zemheriye çalan kısmını hiç tattın mı?
El ayak çekilip, kimseler yanında olmadığında
Sokak lambalarıyla yoldaşlık ettin mi?
Bi-haber kaldığın insanı
Sordun mu ismi cismi belirsiz binlerce yıldıza…
Giydirdin mi onun hayalini geceni aydınlatan dolunaya…
Hiç anlattın mı derdini köşe başındaki ayyaşa…
Bir umut deyip yükledin mi selamını uçan kuşun kanadına…
Giden kuşlarla birlikte yüreğini de gönderdin mi yolların ardına…
Her telefon çalışında koşuşturdun mu çocuksu bir heyecanla…
Sonra tanıklık ettin mi umutlarının tek tek kurşunlanışına…
Boşver be gülüm,
Ne gör ne tanıklık et bunca acılara,
Ben nasılsa yaşarım bu sevdayı ikimizin adına…
Hamiyet Akan
~~~~~~~~~~~~~~~
01 Ekim 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder