~~~~~~~~~~~~~~~

21 Ocak 2019

Tren İstasyonları




Bir tren istasyonunda oturduğunda düşüneceksin kaç el sallandı orada,
Kaç buğulu göze yarenlik etti kenarı oyalı mendiller,
Kaç sevdalıyı ayırdı, kaçını vuslatla sarmaladı, düşüneceksin.
Yüreği şiire düşen, elleri aşk kokan şairler mi bekledi salonunda,
Kaç ucu yanık mektup aşkla baktı divit ucuna,
Kaç umut infilak etti gözleri yolda, saçına karlar yağan bir dedenin solgun bakışlarında,
Avuçları öpülmeye hazır kaç kadın boşluğu avuçladı matemin koynunda,
Ayaklarını uzatmış bir bank hangi yetimin yatağı oldu soğuk kışın koynunda?
Hüzne ayarlı tren düdükleri kaç eve misafir oldu,
Kömür kokulu lokomotif dumanına kaç hayal çizildi, düşüneceksin.
Elleri yağdan kararmış makinistleri,
Biletler diyen gür sesli kondüktörleri,
Babacan istasyon şeflerini,
Tığ işi perdelerin arkasından dışarıyı kesen özlem dolu gözleri,
Kompartımanın penceresinden görünen sıcak bir yaz günü kavrulan Anadolu topraklarını,
İstasyon caddesinde kızlı oğlanlı ürkekçe çarpışan bakışmaları,
Yılkı atı gibi koşturan kalplerin yüzde oluşturduğu kızarıklığı, düşüneceksin.

Ve Hasan Hüseyin Korkmazgil'in Akarsuya Bırakılan Mektup'u gibi diyeceksinki:
"gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum"


Hamiyet Akan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Theme:deluxetemplates.net