~~~~~~~~~~~~~~~

21 Kasım 2017

Bir Garip Gül Dikeni


 

Sen nereden bileceksin bendeki yerini, ben olup sevmedin ki seni... Etrafım zifiri karanlığa batmışken içimde bir ay gibi parladığını, ya da milyonlarca yıldızın parlaklığı ile ışıdığını nereden bileceksin ki benim gözlerimle seni görmedin ki... Ellerin mesela, parmak uçlarımda ki buzulları nasıl erittiğini ve senden her uzak kalışında ellerimin ellerine nasıl aç bitap düşkün kaldığını bilemezsin ki... Gülüşün var bir de, içine tutup gömülmek istediğim o canım gülüşün... Sen bir tebessüme baharlar, kuşlar, martılar, çocuklar sığdırmak nedir bilir misin? Nereden bileceksin ki gülüşünün böylesine cana can katan olduğunu... Sen gülerdin ben her gülüşünden yeniden doğardım. Peki aşkın ücra köşelerinde erimek, özlemek nedir bilir misin? Kalbime girsen, kalbimden bir baksan ve seni kalbimden geçip de bir sevsen... Özlemek nedir ah o zaman bir görsen... Dik bir dağa tırmanır gibi seviyorum seni. Kan ter içindeyim sevgilim.Tırmanırken parmak uçlarım kırılıyor, dizlerimin dermanı kesiliyor ve çok yoruluyorum tek başıma bu zorlu dağın zirvesine varmaya çalışmaktan. Ama yinede dinlenmeden, bıkmadan devam ediyorum. Ben nasıl sana doğru dinlenmeden geliyorsam, sen de o denli dinlenmeden uzaklaşıyorsun benden... Ben senin ellerine batan bir gül dikeniydim, sense benim kalbime saplanıp kalan bir hançer. Sen çıkarıp attın bu garip dikeni, birde tuz bastın üzerine mikrop kapmasın diye bense yaşıyorum ağır kan kaybına rağmen bu sevgili hançerle...

Hamiyet Akan
 
Theme:deluxetemplates.net