~~~~~~~~~~~~~~~

10 Eylül 2017

Yüreğimin Kayıp Şiiri


   

Hikayesi kırık, kendine sürgün bir şairdim ben, sense şiir olup düşmüştün cümlelerime. Öyle bir düşmekti ki bu, yer yerinden oynamıştı. Cümleler, birbirine çarpıp etrafa saçılıyor, kristaller gibi gözlerimi alıyordu. Yazmak istiyordum bu şiiri kimselerin yazamadığı biçimde. Kırmadan, dökmeden, ezip geçmeden, bir kuş tüyünün yere düşüşü kadar sakince yazmak ve tüm dünyaya okumaktı niyetim. Ama cümlelerim bir gece ansızın çalınıp gitti. Elimde yüreğime batırıp batırıp yazmaya hazırlandığım kalemim kaldı. Şimdi yazılamayan bir şiirin yası gelip çökmüş içimde bir yerlere. Ah be güzel şiirim, ben hiç böyle yetimlik, böyle öksüzlük çekmedim. Böyle sözsüz, böyle sessiz, böyle sensizlik bilmedim. İçimden nefesimi mi çektiler, ellerimi bileklerimden mi kestiler, ne bu güçsüzlük bedenimde... Ne bu sis, ne bu duman böyle yürek yüreği görmüyor... Ortalık kan revan, gelmiş geçmiş tüm şairler can çekişiyorlar. Ah be güzel şiirim, mevsim sonbahar diye mi gelmez oldun, üşürüm diye mi korktun? Ah ki ne ah, keşke bilseydin ben seni yüreğimle kaç kat sarar sarmalardım. Sonbaharmış, kışmış, fırtınaymış hepsi bir gelse seni sakladığım yerden çıkarıp alamazdı. Sana en sıcak iklimleri getirirdim. En güzel gelincikleri, en güzel dağ sümbüllerini, lalelerini getirirdim. Her yanın buram buram çiçek kokardı. Sonra koklaya koklaya severdim senin her bir harfini. Öyle ya yüzlerce binlerce harf gizliydi sende. Hangisine dokunsam bilirdim ki huzura kapı açardı. Şimdi ben sensiz kayıp bir şehirim. Çık gel, bul beni. Sen şiirim ol, şairin olup her hecene, her mısrana ömrüm vereyim.

Hamiyet Akan
10.09.2017
02:25

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Theme:deluxetemplates.net