~~~~~~~~~~~~~~~

16 Ekim 2008

Aşamayacağım Bir Girdaptı Sevdan

Artık söze hacet kalmadı, tüm sözcük demetlerinin boynu bükük, mahzun ve kimsesiz yığılı duruyor karşımda… Edebiyatım hiç olmadığı kadar anlamsızlığını sergiliyor. Bana miras kalan sadece lal olan bir yürek ve onu sarmalayan bir beden… Beden yarım, yürek yarım, can yarım ama böyle olmalıydı diyor diğer yarım… Artık yürek, sözleri unutulmuş buruk ve hazin bir bestenin notasını çalmakta… Gözlerim de anı denen gerçekler, gerçek denen acıların verdiği sızı var. Dillenemeyen garip bir çocuğum şimdilerde, hangi lugatın üç beş cümlesi cevap olur ki bu karmaşık bilmeceye… Her şey darmadağınık kül rengi akşamlarda, Tüm güzellikler bütün olmanın imkânsız olduğu bir darağacında…
Yüreğime saplanan acıların damlaları kalmış avuçlarımda
Ve sevda, dikenli tellerin ardında
Artık derman kalmamış ki koşmak için bacaklarımda…
Öyle bir yerde sevmişim,
Sevdaya öyle anlamlar yüklemişim ki;
İlk kez imkânsızlığa teslim etmişim kendimi,
İçim de biriktirmişim olmayacak düşlerin hayallerini…
Şimdi kaybolan bir kimliğin vesikasıyım adeta…
Kaybolmuşluğun resmi olup çıkmışım zamansızlığın karanlığında…
Karanlıkları bastırabilmek için, sevişiyorum kelimelerle kül rengi akşamlarda… Her bir cümleye bin anlam yüklüyorum sessiz sedasızca… Yine bir keman sesi yapışıyor yalnız kalan ruhuma… Ve başlıyorum yaşamaya sayfaların kollarında… Yine, yeniden, sonsuza dek…

Hamiyet Akan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Theme:deluxetemplates.net